Gic1. Sokak hayvanlarının korunması hakkında bir yazı yazınız kısaca. konusunu kısaca yazdık. Sokak hayvanlarının korunması çok önemlidir. Bu konu ile ilgili kısaca bir yazı yazdık. Sokak hayvanlarının korunması hakkında bir yazı yazınız kısaca Read More Doğa olaylarından birini konu edinen bir dörtlük yazınız. konusu ile ilgili dörtlük şiir örnekleri yazdık. Doğa olaylarını yağmur, kar, şimşek, sel, dolu, sis, deprem vb. olaylara doğa olayları denir. Bu … Doğa olaylarından birini konu edinen bir dörtlük yazınız. Read More Evrendeki her varlığı sevmenin önemi hakkında defterinize bir yazı yazınız. konusunu kısaca yazdık. “Kalbin hiç küçük değil. İçine bir evreni sığdırmaya çalışmalısın elinden geldiğince…” cümlelerinde yazar, evrendeki her şeyi sevebileceğimizi … Evrendeki her varlığı sevmenin önemi hakkında defterinize bir yazı yazınız. Read More İçinde kitap, dergi, gezegen ve yıldız adı geçen dört cümle de siz yazınız. sorusunun cevabını kısaca yazdık. İnsan, lakap, şehir, millet vb. adların ilk harflerinin her zaman büyük yazılır. İçinde kitap, dergi, gezegen ve yıldız adı geçen dört cümle de siz yazınız. Read More Ormanın korunması için çalışan kuruluşların birinde aktif olarak görev yaptığınızı düşününüz. Bu kuruluşun daha etkili olabilmesi için yapılması gerekenleri yazınız. sorusunun cevabını kısaca yazdık. Ormanın korunması için çalışan kuruluşların birinde aktif olarak görev yaptığınızı düşününüz. Bu kuruluşun daha etkili olabilmesi için yapılması gerekenleri yazınız. Read More “Yaşam toprakta filizlenir.” cümlesiyle anlatılmak istenen nedir? sorusunun cevabını kısaca yazdık. Bu sözde toprağın canlılar için önemi belirtilmiştir. Bu cümle ile anlatılmak istenen şudur; “Yaşam toprakta filizlenir.” cümlesiyle anlatılmak istenen nedir? Read More Geleneksel Türk çalgıları denince aklınıza neler geliyor? sorusunun cevabını kısaca yazdık. Türk müziğinde kullanılan geleneksel Türk çalgıları şunlardır; Geleneksel Türk çalgıları denince aklınıza neler geliyor? Read More Türk bayrağı konulu kısa bir şiir yazınız. sorusunun cevabını kısaca yazdık. Bayrak konulu şiir örneklerini kısaca yazdık. Bayrak konulu yazdığımız şiirleri sizlerle paylaştık. Türk bayrağı konulu kısa bir şiir yazınız. Read More Millî kültürümüz hakkında bilgi veren İnternet adresleri nelerdir, kısaca yazdık. İnternette Milli Kültürümüzü anlatan, tanıtan çeşitli siteler vardır. Bu sitelerin adalarını kısaca yazdık. Millî kültürümüz hakkında bilgi veren İnternet adresleri Read More Çevrenizde Nasrettin Hoca’ya benzettiğiniz kişiler var mıdır? Böyle bir kişinin özelliklerini aşağıya yazınız. sorusunun cevabını kısaca yazdık. Nasrettin Hoca fıkralar anlatan bir kişidir. Onun özelliklerine sahip kişiler çevremizde vardır. Bu … Çevrenizde Nasrettin Hoca’ya benzettiğiniz kişiler var mıdır? Böyle bir kişinin özelliklerini aşağıya yazınız. Read More
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Lefke sokak hayvanlarını koruma amacıyla kurulan Pati Dostları Komite üyelerini kabul etti. Kabulde konuşan Tatar, "Sokak Hayvanlarının korunması önemli ancak ihmal edilen bir konu” dedi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Lefke Kalkındırma Derneği’nin LEKAD Lefke sokak hayvanlarını koruma amacıyla kurulan Pati Dostları Komite üyelerini kabul etti. Sokaktaki hayvanların zor durumda olduğunu belirten Pati Dostları Komite Başkanı Özlem Oran, önceleri bu konuda kişisel olarak kendinin ve arkadaşlarının çabalarıyla yardımcı olmaya çalıştıklarını şimdi ise komite çatısı altında bu konuda çalışmalar yapmaya başladıklarını ve ilk olarak Cumhurbaşkanı eşi Sibel Tatar’a ziyarette bulunduklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar kabuldeki konuşmasında, komitenin amacını ve yaptıkları çalışmaları takdir ettiğini belirterek, bu çalışmalara destek vermeye hazır olduklarını kaydetti. Sokak hayvanlarının korunması ve onlara sahip çıkılmasının önemli bir konu olduğunu ancak ne yazık ki ihmal edilen bir konu olduğunu dile getiren Sibel Tatar, belediyelerin veya hayvan severlerin inisiyatifine bırakılan bir durum söz konusu olduğu söyledi. Sibel Tatar, bunun çok kısa zamanda, hep birlikte değerlendirilerek yasal düzenlemelerle ele alınması gerektiğini vurguladı. En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Diğer İÇ HABERLER
Aşağıdaki yazma alanına, sokak hayvanlarının korunması hakkında bir yazı yazınız. Yazınıza başlık koymayı hayvanlarının korumak için evlerimizin önüne bir kapta mama veya yemek artıkları bırakılabilir. Böylece çevremizde bulunan hayvanların açlıktan ve soğuktan ölmesini önlemiş oluruz. Sokak hayvanları maalesef ülkemizin kanayan yaralarından biridir. Bu hayvanlar da can taşıyor. Onların da çeşitli ihtiyaçları vardır. İster barınma, ister yeme içme gibi konularda onların korunması çok bir havada kediler 6, köpekler 17 saate kadar aç kalırsa donarak ölür. Kış mevsiminde özellikle soğukta kalmak her canlı için çok zordur. Bu noktada sokak hayvanlarını da düşünmek zorundayız. Yalnız kendi rahatımızı düşünmek yanlış olur. Bıraktığımız yiyeceklerin kardan, yağmurdan, rüzgârdan zarar görmemesi için onları büyük bir bidonun içine de koyabiliriz. Bidonun ortasından bıçak yardımıyla bir alan açabiliriz. Hayvanların içmesi için plastik bir kaba su koyabiliriz. Ayrıca suyun soğuktan donmaması için içine bir damla zeytinyağı damlatabiliriz. Arabalarımızı çalıştırırken altında herhangi bir sokak hayvanı var mı diye bakabiliriz. Sokak hayvanlarının barınması için kartonlardan küçük bir kulübe yapabiliriz. Sokak hayvanlarını koruyabilmek için hiçbir şey yapamıyorsak en azından soğukta kalmamı için onlar apartmanın içine alabiliriz. Böylece apartmanın merdiven kısmında kalabilir. Dışarıda kalıp üşümesinden iyidir. Sokak hayvanlarının korunması hakkında bunları yapabiliriz. Hiçbir şey yapmıyorsak bile en azından onlara zarar vermemeliyiz diye düşünüyorum.
Gaziantep’te dört yaşındaki bir çocuğun, iki pitbull köpeği tarafından yaralanması ve buna ilişkin Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamalar üzerine ciddi bir tartışma başladı.[1] Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları hem “tehlikeli” addedilen ev hayvanlarını hem bunların sahibi olan “Beyaz Türkleri” hem de sokak hayvanlarını hedef aldı.[2] Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da bu açıklamalar doğrultusunda sayılabilecek, karmaşık bir genelgeyi tüm valilik ve belediyelere gönderdi.[3] Öncelikle hayvan hakları konusundan kısaca bahsedip güncel durumu hâlihazırda geçerli olan mevzuat ışığında değerlendirelim. Genel olarak hayvanların hukuki durumu Uluslararası ve ulusal literatürde hayvanların hukuken kişi olarak tanınması ve haklarının anayasal güvenceye kavuşturulması yönündeki fikirler yoğunluk kazanmaktadır. Acı çekme yetisi ve özbilince sahip olma gibi ölçütler üzerinden bir ayrıma giden yenilikçi görüşler, bu özelliklere sahip olan hayvanların başta yaşam hakkı olmak üzere – hayvanlar bakımından anlamlı olan, hayvanların çıkarına hizmet edebilecek nitelikteki – birtakım haklara sahip olduğunun kabulünü savunmaktadır.[4] Bu yönde yasal düzenlemeler yapılması yönünde sivil toplumun bir kesimi tarafından hatırı sayılır bir baskı uygulanmaktadır. Ne var ki hayvanlara eşitlikçi nitelikte haklar tanınması talebi gerçek anlamda ve geniş düzlemde kabul görmüş değildir. Çeşitli ülkelerde bu yönde kıpırdanmalar olsa da hayvan hakları hareketlerini tatmin edecek düzeyde bir yasal düzenleme dünya genelinde mevcut değildir. Nitekim hayvanlara ödev/sorumluluk sahipliği tanınması mümkün olmaksızın hak özneliği atfedilmesi, hayvanları da kendi içinde özellikle bilinç gibi aslında insan merkezci sayılabilecek ölçütlerle ayırmanın da türcülük ile suçlanmaya yatkın olması vb. nedenlerle bu görüşler teorik olarak da tartışmaya açık durumdadır. Literatürde hayvanlara insanınkinden ayrı, özel bir hak özneliği tanınması veyahut böyle bir tanımlama olmaksızın hayvanların ceza hukuku seviyesinde korunması gerektiği yönünde görüşler de mevcuttur. Ancak hayvanların, Roma hukukundan beri, eşya niteliğinde olduğu kabul edilmektedir. İnsanların hayvanlardan faydalandığı bir düzende bu hukuki kabul zorunludur. Hayvanlar, yumuşatıcı birtakım düzenlemeler bulunsa da günümüzde de hukuken eşya niteliğini korumaktadır. Örneğin Alman Medeni Kanun’una 1990 yılında eklenen 90a maddesi “Hayvanlar eşya değildir.” şeklinde net bir ifade ile başlamakta, hayvanların özel düzenlemelerle öncelikle Tierschutzgesetz – Hayvanları Koruma Kanunu ile korunacağını öngörmektedir. Fakat aynı madde, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece eşyaya yönelik düzenlemelerin hayvanlar bakımından da uygulanacağı belirlemesiyle bitmektedir. Bizim hukukumuz bakımından da durum benzerdir. Türk Medeni Kanunu’nda hayvan haklarına ilişkin özel bir vurgu bulunmamaktadır, genel olarak hayvanlar üzerindeki başta mülkiyet hakkı olmak üzere haklara ve hayvan sahipliğinin doğurduğu sorumluluklara ilişkin düzenlemeler öngörülmüştür. Buna karşın, bizim hukuk sistemimizde de hayvan basit bir eşyadan ibaret değildir. Hayvanların özel statüsü, 2004 yılında yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu HKK ile yasal garanti altına alınmıştır. Kanundaki düzenlemeye göre “Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir.”[5] Yaşam hakkının ihlali belirli hastalık halleri ve hayvanlardan gıda olarak faydalanılması halleriyle sınırlıdır.[6] Bunun yanında hayvanlara yönelik her türlü kötü muamele – yasanın cevaz verdiği öldürme hallerinde dahi – yasaklanmıştır.[7] Kanunda hayvanları korumaya yönelik geniş kapsamlı yasaklar öngörülmüştür. Buna karşın hayvanların öldürülmesi ve çeşitli kötü muamelelere maruz bırakılmasına yönelik bu yasakları ihlal etmek, kanunun ilk halinde suç değil kabahat olarak düzenlenmişti. Dolayısıyla bu fiillerin karşılığı hapis ve adli para cezası değil, idari para cezası olmaktaydı. Yalnızca sahipli hayvana yönelik fiiller hırsızlık, mala zarar verme vb. malvarlığına karşı suçların veya çevre suçlarının konusu olmaktaydı.[8] Bu suçlarda mağdur hayvanın kendisi değil sahibi olan kişiydi. Sağlanan yasal garantinin seviyesi tartışma konusu olmakta, yetersiz bulunmaktaydı.[9] Bu yönde getirilen eleştiriler doğrultusunda tarihinde yürürlüğe giren değişiklik kanunuyla – bir kısmı daha önce kabahat olan – bir kısım fiil suç olarak düzenlendi.[10] HKK m. 28/A’da yer alan suçlar ve cezaları şu şekildedir Ayrıca aşağıdaki hallerde cezada yarı oranında artırım yapılır - Aynı fiille birden fazla hayvanın mağdur olması - Failin hayvanın sağlığı, gözetimi, korunması ile görevli olması Almanya örneğinde ise omurgalı hayvanlarla sınırlı olarak kötü muamele ve makul bir sebep olmaksızın işlenen öldürme fiilleri suç olarak düzenlenmiştir.[11] Örneğin hayvana karşı işlenen cinsel saldırı fiilleri ise cezası en fazla € idari para cezası olan bir kabahat olarak kabul edilmiştir.[12] Güncel durumun yasal düzenlemeler ışığında değerlendirilmesi 1. Tehlikeli hayvanların denetlenmesinin hukuki zemini bulunmaktadır. Zira HKK m. 14/l’ye göre “Bakanlıkça belirlenen tehlike arz eden hayvanları üretmek, sahiplenmek, sahiplendirmek, barındırmak, beslemek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunların ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak”[13] yasaktır. Burada dikkat edilecek ilk husus ucu açık bir tehlike arz eden hayvan kategorisi oluşturulduğu ve bu belirlemenin Bakanlığa bırakıldığıdır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da bu hükme dayanarak tarihinde yayınladığı genelgede “Amerikan Pitbull Terrier, Dogo Argentino, Fila Brasilerio, Japanese Tosa, American Staffordshire Terrier ve American Bully” ırkları tehlikeli ilan etmiştir.[14] Bunun yanında sahiplenmek, beslemek, barındırmak fiillerinin yasak kapsamında olması göze çarpmaktadır. Belirtmek gerekir ki bu fiillerin üçü de Temmuz 2021 öncesinde kanun maddesinde yer almamaktaydı. Bir değişiklik kanunuyla bu fiiller metne eklenmiş fakat yürürlük tarihinden önce tehlike arz eden ırktan bir köpek edinmiş olan kişiler için bir istisna hükmü getirilmişti. Kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 aylık bir süre içinde hayvanını “kısırlaştıran ve buna dair belgeyle birlikte Bakanlığa başvurarak veri tabanına kayıt ettirenler”e idari yaptırım hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştü.[15] Yine bu değişiklik kanunuyla bu hayvanları “kayıt belgesiz, ağızlıksız ve tasmasız olarak dolaştır[ma], halkın yoğun olarak bulunduğu yerler ile çocuk oyun alanları ve parklarına sok[ma]” yasağı getirilmişti. Konunun gündem olması ve Bakanlığın tarihli genelgesi ile oluşan panikle bazı kişilerin tehlikeli sayılan hayvanlarını sokağa bıraktıkları haberlere yansıdı.[16] Belirtmek gerekir ki ev hayvanını terk etme fiili kabahat teşkil etmektedir ve 2 bin lira idari para cezası bulunmaktadır.[17] Benzer düzenlemeler Almanya’da da mevcuttur ancak belirleme kanun ile yapılmaktadır. Pitbull-Terrier, American Staffordshire-Terrier, Staffordshire-Bullterrier, Bullterrier ırkları federal seviyede tehlikeli köpek statüsündedir, ülkeye sokulması kural olarak yasaktır.[18] Bunlara ek olarak eyalet kanunlarında genelde Bullmastiff, Cane Corso, Dogo Argentino, Bordeaux Dogge ırkları tehlikeli kabul edilmekte ve bu köpeklere sahip olmak özel izin gerektirmektedir. Ülkemizde de bu şekilde bir düzenleme yapılması düşünülebilir. Hayvan hakları örgütleri ise bir köpeğin sadece ırkı sebebiyle tehlikeli kabul edilmesinin yerinde olmadığı, bunun genelde köpeğin yetiştirilme şeklinden kaynaklandığını savunmaktadır. Belirli köpeklerin ön plana çıkmasını ise dış görünüşleri ve suç çevrelerinde sıkça tercih edilmesine bağlamaktadır. Bu bağlamda PETA, 2019 yılında Berlin’deki ısırma vakası istatistiklerini delil olarak göstermektedir.[19] Zira tehlikeli kabul edilen köpekler tarafından gerçekleştirilen ısırma vakaları genelin %13,5’ini oluşturmaktadır. Bu oran bir insanın ağır yaralandığı vakalarda %9’dur.[20] Bu veri, tehlikeli hayvanların ev hayvanlarına oranı bilinmeksizin kesin bir çıkarıma elverişli olmasa da dikkat çekicidir. 2. Cumhurbaşkanı’nın barınaklarla ilgili “Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil barınaklardır.”, “Sahipsiz hayvanlar için lütfen ön alın, sıcak ve güvenli barınaklar kurarak gıda artıklarından hayvan maması üretimini teşvik ederek pek çok gönül kazanabilirsiniz.” gibi açıklamaları oldu.[21] Sahipsiz hayvanların[22] yerinin sokaklar değil barınaklar olduğuna yönelik açıklama HKK ile doğrudan çelişmektedir. Zira Kanun’un 6. maddesi uyarınca sahipsiz hayvanların bakımevine götürülmesi zorunlu olsa da “kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır”.[23] Dolayısıyla sokak hayvanlarının anılan işlemler haricinde bakımevlerinde tutulmaları kanun hükmünü ihlal edecektir. Kanuna aykırı emir veren amirin sorumluluğu kesindir. Emri alan memur ise sorumluluktan kurtulmak için durumu amirine bildirmekle yükümlüdür. Bildirime rağmen amir emrini yazılı olarak yinelerse memur emri yerine getirmek zorundadır. Bu durumda sorumluluk tek başına amire ait olur. Meğerki emrin içeriği suç teşkil etsin… İçeriği suç teşkil eden emir hiçbir şartta yerine getirilemez. Aksi halde hem emri veren amir hem emri yerine getiren memur ilgili suçtan sorumlu tutulur. HKK yukarıda gösterildiği üzere yeni suç düzenlemeleri içermektedir. İlgili emrin yerine getirilmesi bu suçlardan birine vücut verdiği takdirde fiili bizzat işleyen memur ile birlikte emri veren amirin sorumluluğu da söz konusu olur. Bu bağlamda ilk olarak hayvana karşı işkence, acımasızca ve zalimce muamele etme fiilleri gündeme gelecektir. Kanunen zaten gerekli bakımı ve kontrolü yakın zamanda yapıldığı için barınağa götürülmesi kanunen söz konusu olmayan hayvanların zorla barınağa götürülmesi veya gerekli bakımı ve kontrolü yapılmış, sakıncalı bir durumu bulunmadığı görülmüş olan hayvanların barınakta alıkonulması fiilleri bakımından bu suçtan sorumluluk doğabilecektir. Özellikle barınakların ciddi fiziki yetersizliklerine ilişkin iddialar[24] göz önünde bulundurulduğunda suçun oluşması kuvvetle muhtemeldir. Medyada sıkça yer alan sürek avı niteliğindeki eylemler sonucunda hayvanların öldürülmesi veya hayatta kalma olasılıklarının düşük olduğu yerlere götürülmeleri bakımından da HKK m. 28/A gereği suç oluşacağı açıktır. Ayrıca Türkiye’nin içinde bulunduğu hukuksuzluk sarmalı bakımından fazla incelikli bir husus olmakla birlikte cumhurbaşkanı belediyelere hukuken emir ve talimat veremez. Zira belediyeler yerinden yönetim esasına dayanan, idari teşkilatta hiyerarşik üstü bulunmayan kamu tüzel kişilikleridir. Merkezi yönetimin belediyeler üzerindeki idari vesayeti yalnızca sınırlı bir kontrol mekanizmasını içerir ve buna talimat verme yetkisi dâhil değildir. Dolayısıyla belediye başkanlarına yapılan yeni barınaklar kurma ve sahipsiz hayvanları toplayarak buraya yerleştirme çağrısı, hukuken etkili bir talimat teşkil etmemektedir. Aynı durum valiliklerin yanında tüm belediyelere gönderildiği ifade edilen bakanlık genelgesi bakımından da geçerlidir. Gerçi genelgenin 8. maddesi tüm hayvanların barınaklara toplanacağı endişesine sebep olmuş olsa da bütünsel bir yorumla buradaki ifadenin genel prosedürün işletilmesine toplama, kısırlaştırma, aşılama, rehabilite etme, geri bırakma işaret ettiği anlaşılmaktadır. Zira aksi yorum genelgenin 10. maddesindeki sahipsiz hayvanlar için belirli yerlerde yemek ve su bulundurulmasına yönelik talimat ile çelişecektir. Hem belediyeler bakımından hukuken geçerli bir talimat bulunmaması hem de Cumhurbaşkanı’nın talimatının esasen “sıcak ve güvenli barınaklar” kurmayı da içermesi bakımından kanuna aykırı olan ve hayvanların zarara uğradığı uygulamalardan amir sıfatıyla başta belediye başkanlarının sorumlu olacağı anlaşılmaktadır. HKK’da sayılan suçların yanında TCK’da düzenlenen görevi kötüye kullanma m. 257 ve kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma m. 266 suçları da gündeme gelebilecektir. Bunların yanında kanunlara uymamaya tahrikin de suç olduğunu unutmamak gerekir. Türk Ceza Kanunu’nun 217. maddesi şu şekildedir “Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” Bu bakımdan halkı etkileme potansiyeli olan kişiler – bilhassa herhangi bir suçla anılmamak konusunda yüksek hassasiyeti olan, hukuka saygılı ve adaletli olmayı ülkü edinmiş kamu görevlileri – kullandıkları ifadelerde kanuni sınırlara azami özen göstermelidir. 3. Son olarak sahipli hayvanların verdiği zararlar bakımından sahiplerinin hem tazminat yükümlülüğü hem cezai sorumluluğunun doğabileceğini belirtelim. Yargıtay, sahibi tarafından uygun şekilde kontrol edilmeyen hayvanların başka insanlara yönelik saldırılardan dolayı hayvan sahibini taksirle yaralama suçundan sorumlu tutmaktadır. Bunun yanında Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması başlıklı TCK m. 177 gereği “[g]özetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişi” de suç işlemiş olacaktır. Sonuç Kanun yapma faaliyeti; çeşitli yararlar arasındaki durağan olmayan dengenin tespiti, takibi ve kurala bağlanması sanatıdır. Bugünün dengesinde hayvanların çıkarlarının göz ardı edilemeyeceği, insanların çıkarları karşısında ciddi bir ağırlık oluşturduğu, yasak ve kısıtlamalar gölgesine sıkıştıralamayacağı açıktır. Konuya bu bakış açısından yaklaşmak Türkiye’nin imzacısı olduğu Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin de bir gereğidir. Bu bağlamda tehlikeli hayvan kategorisi dâhilindeki yasakların bilimsel temelde gözden geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca idarenin işlemlerinin sokak hayvanları hakkındaki mevcut düzenlemelere uygun olması kuşkusuz zorunludur ki bu pek de sanat sayılacak bir iş değildir. [1] DW Türkçe’nin ilgili video haberi için bkz. [2] [3] [4] Bu hususta geniş bilgi için bkz. Serkan Köybaşı, Yeni Bir Anayasal Hak Öznesi Olarak Hayvan – I ve II, Anayasa Hukuku Dergisi, Cilt 7, Sayı13 ve 14, Yıl2018, s. 103-156 ve 257-422. [5] HKK madde 4 bent a. [6] HKK madde 6/1 ile birlikte Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu. [7] HKK madde 14. [8] Her ne kadar 7332 sayılı Kanun ile TCK m. 151/2 ilga edilmiş olsa da tek başına bu değişikliğin uygulama özelinde veya hayvanların hukuki statüsü bakımından ne gibi bir fark yaratacağı meçhuldür. Krş. [9] Kanunun son değişikliklerden önceki haline ilişkin World Animal Protection örgütünün 2020 tarihli raporuna bkz. [10] Bunun yanında kabahat teşkil eden fiillere de yenilere eklenmiştir Ör. Ev hayvanını terk etmek. [11] Alman Hayvanların Korunması Kanunu madde 17. [12] Alman HKK m. 18 f. 1/3 ve f. 4 ile birlikte m. 3 f. 13. [13] Metin, 2021 Temmuz ayından önce şu şekildeydi “Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek [yasaktır]”. [14] [15] 5199 sayılı HKK’ya, 7332 sayılı Kanunun 15. maddesiyle eklenen Geçici Madde 3. [16] [17] HKK m. 14/n ile birlikte m. 28/j. [18] HundVerbrEinfG m. 1. [19] [20] [21] [22] HKK m. 3/f’e göre sahipsiz hayvan “[b]arınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvan[dır]”. [23] Yönetmelik’in 21. maddesinin d bendindeki esasın “sahiplendirilmek” olduğuna, 10 gün içinde sahiplendirilemeyen hayvanların alındıkları ortama bırakılacaklarına ilişkin düzenleme kanundaki amir hükme aykırıdır. Baro ortak açıklamasında bu gerçek göz ardı edilmiştir. Bkz. [24]
Oluşturulma Tarihi Nisan 03, 2017 1737Madem 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü gelmiş o zaman biz de size sokak hayvanları hakkında yanlış bildiğiniz bilgilerin doğrularını söyleyelim istedik…SOKAK KÖPEKLERİ GERÇEKTEN HER ARABAYA SALDIRIYOR MU?Sokak köpekleri aslında hiçbir arabaya saldırmıyor. Buradaki asıl mesele dönen tekerleklerin onlarda içgüdüsel olarak bir tepki yaratması. Bu içgüdüsel tepki oluşumunda sokak köpeklerini ayrı bir yere koyamazsınız çünkü ev köpekleri de arabalara aynı tepkiyi verir. Bu yüzden bisiklet ya da motosiklet sürerken size tepki veren köpeklere herhangi bir harekette bulunursanız onları boşu boşuna kızdırmış KEDİ VE KÖPEKLER BİRBİRİNE DÜŞMAN MI?Eğer herhangi bir açlık çekmiyorlarsa ve huzurlarını bozacak bir durum mevcut değilse sokak hayvanları sizin huzurunuzu kaçıracak şeyler yapmayacaklardır. Eğer doğal yaşam alanlarına yakın bölgelerde sürekli sürüngen ve çiğ et yemek zorunda kalmamışlarsa, avcılık güdüleri yüksek değilse, açlık çekmiyorlarsa sokak köpekleri kedilere saldırmazlar. Yani hiçbir hayvan aslında birbirlerine herhangi bir müdahalede bulunmaz. Bu yüzden kedi ve köpek anlaşamaz yargısı da yanlış bildiğimiz HAYVANLARI HER ŞEYİ YEMEZ!Sokak hayvanlarına sadece kuru ekmek yeter düşüncesindeyseniz bu düşünceyi hemen kafanızdan atmanızı öneririz. Sokak hayvanları kuru ekmek yemezler. Eğer sokak hayvanlarını düşünerek onları beslemeye karar verdiyseniz ve bunu hayvan mamaları ile yapmayacaksanız ekmeği yemek suyu ile papara yaparak vermenizi öneririz. Böylelikle hem onlar doyarlar hem de siz doğru bir şey yapmış olursunuz. Neden kuru ekmek yemezler? Diye sorduğunuzu tahmin ediyoruz… Ekmek maya içeren bir besin olduğu için kısa vadede zararları ortaya çıkmasa da uzun süre içinde sokak hayvanlarında cilt problemlerine ve alerjilere neden olmaktadır. Bu nedenle ya et katkılı yemek artıklarını ya da kuru mamaları tercih etmeniz önemlidir. Dipnot olarak; süt verecekseniz de su ile karıştırarak vermeniz HAYVANLARI BİLİNÇSİZ ÇOĞALIYOR DİYE DÜŞÜNENLERDEN MİSİNİZ?Sokak hayvanları kontrolsüz üredikleri zaman nüfusları çoğalmaktadır. Herhangi bir şekilde buna karşı koyacak düşünce yapıları olmadığından ve zaten zor şartlar altında yaşadıklarından onların bu sıkıntıları bizim çözüme kavuşturabileceğimiz bir detaydır. Zor şartlar altında hayatta kalmaya çalışan sokak hayvanlarının bilinçsizce üremelerini önlemek, belediyelerin kısırlaştırma hizmetlerini unutmayarak belediyelere bu durumları bildirmek ve onların zaten zorlandıkları bu hayatı biraz olsun kolaylaştırmak bizim 4 Nisan tarihinde değil her gün sokak hayvanları zor durumlarla karşı karşıya kalıyor. Hayvanların bize ihtiyaçları olduğunu unutmayarak, her an onlar için bir şeyler yapabileceğimizin farkında olarak davranırsak bir nebze olsun onları mutlu edebiliriz. Sizin için küçücük şeyler bile onlar için çok büyük faydalar sağlayacaktır. Sadece kapınızın önüne bir kap su ve bir kap mama koyarak bile bir şeyleri düzeltmiş olursunuz…Yazan İrem Çamarası
sokak hayvanlarının korunması hakkında bir yazı kısa